Son Durak: Liva Artisan Çayyolu
Gülce Susmuş, İpek Altan, Alperen Nihan / Blog: SOFRAYI KURAN KALDIRSIN / COMD 357 Multimedia Journalism İlkbahar 2020-2021 Serbest Proje
Genç İşletmeci Batuğhan Hacıosmanoğlu’nun Gözünden:
Liva Artisan
Sizler de bizimle birlikte blog serüvenimiz boyunca, tariflerle dünyanın dört bir köşesini gezip mutfaklarınızda deneyimlediyseniz ne kullanılan malzemelerin ne de tekniklerin hiçbir mutfakta birbirine benzemediğini fark etmişsinizdir. Durum böyle olunca, kapanışı yapmadan bu mutfakların hepsinden çeşitli ürünleri menülerinde barındırabilen restoranlarda, bu karmaşa ve teknik yeterlilik gereksinimiyle nasıl başa çıktıklarını öğrenmek ve sizlere de aktarmak istedik. Konuyu yerinde incelemek için hep beraber Liva Artisan’a gidiyoruz.
Ankara restoran kültürünün çok geliştiği ve çeşitliliğin fazlaca olduğu bir şehir. Televizyonda, bilgisayarda ya da telefonlarınızda dolaşırken gördüğünüz ve merak ettiğiniz her türlü yiyecek ve içeceği şehrin bir köşesinde bulabiliyorsunuz. Eğer siz de bizim gibi yemek-içecek görünce aşerenlerdenseniz, bu bir şehirden beklentilerinizin büyük bir kısmını oluşturuyor demektir. Bazı restoranlar ise canınızın çektiği birden fazla alakasız şeyi aynı anda menüsünde tutabiliyor. Liva Artisan de bu mekanların başında geliyor. Avrupai tatlar mı denemek istersiniz, bugün canınız latin mutfağının baharatlarıyla içinizi yakmak mı istedi, Uzak Doğu lezzetlerini damak tadınıza uyarlanmış şekliyle mi denemek istiyorsunuz, yoksa onlar da neymiş Türk mutfağı gibisi var mı diyenlerden misiniz? Merak etmeyin, tüm bu isteklere aynı anda servis edebilecek nitelikte. Sırf laf olsun diye de değil, menüdeki tüm ürünler, yıllardan gelen Liva tecrübesiyle olsa gerek adeta o mutfakları tema alan restoranlardaki kadar kaliteli ve lezzetli. Peki nasıl olabiliyor, Liva’nın mutfağında kaç şef aynı anda çalışıyor? Baktık sorularımızın içinden internette arayarak falan çıkamıyoruz, eski usul en iyisidir dedik, gittik çaldık Liva’nın kapısını.
Mekan işletmeci Batuğhan Hacıosmanoğlu güler yüzü ve tüm içtenliğiyle sorularımızı cevaplandırmayı kabul etti ve bizlere ufak bir Liva turu yaptırdı. Kendisi genç bir işletmeci olmasına rağmen, aile işletmesi olması sebebiyle aslında küçüklükten beri hakimmiş buralara. Her çalışan, şef ya da mekan renovasyonuna şahit olmuş ve kararlarda yıllardır bizzat rol almış. O yüzden gayet rahat bir şekilde, aklınıza ne geliyorsa buyrun sorun der gibi bir duruşla bizleri ağırladı. Öğrendiğimize göre mutfakta, mekan yoğunluğuna göre değişkenlik gösterebilmekle birlikte , üretim kısmında 40 çalışanları, pastacılık tarafında ise 15 çalışanları bulunmaktaymış. Dünya mutfağı spesifiğinde düşünecek olursak, tüm şeflerinin gerekli yetkinlikte olduklarını, zaten tadım testleri ve geçmiş referansları detayla incelendikten sonra Liva ailesine kabul edilmişler. Şeflerin hünerlerini konuşturup, kendi imza tatları olarak lanse ettikleri ürünler olabiliyormuş ama yoğun olmayan günlerde tüm şefler bunu tatlı bir rekabete çevirip, kendi aralarında ustalıklarını deniyorlarmış.
Batuğhan Bey, mutfaklarının Avrupa Mutfağına yakın olduğunu belirterek aslında hangi mutfağa daha yakınızdan daha ziyade dünyada klasikleşmiş yemekleri servis etmeye özen gösterdiklerini belirtti. En çok tercih edilen yemeklerin serpme kahvaltıları ve hamburger çeşitleri olduğunu da ekledi. Tatlı olarak da en çok pastalarının ve profiterolun tercih ediliyormuş. Zaman içerisinde vegan, kezo gibi popülerize olmuş yemek kültürlerini denediklerini fakat hedefledikleri başarıyı elde edemediklerinden menüden kaldırmışlar. Aslında Liva’nın menüsünde değişiklik yapmaya bile ihtiyacı yok diyebiliriz. Belki de bu keyifli ve sıcak çalışma ortamının etkisiyledir ki, Liva Artisan yıllardır çizgisini bozmayarak, Ankara’nın simgeleşmiş restoranlarından biri olmayı başarmış.
Mekanın genel ambiyansı hakkında söylenebilecek çok bir detay yok aslında. Her kesime ve her zevke hitap etmeyi amaçlayan bir işletme olduğu için, mekan tasarımında da şık ve sade bir düzen seçmiş. Ancak bir oturdu mu, kalkma isteği duymadan saatlerce oturabileceğiniz konforlu koltuklarından bahsetmeden yazıyı bitiremedik. Şuan maalesef, pandemi şartlarında yasak ve önlemlere uydukları için kendi evlerinde hizmet sağlayamıyorlar ancak paket servisle, canınızın ne çekiyorsa kendi konforlu koltuklarınızda yemek için sipariş verebilirsiniz. Evlere serviste plastik çatal, bıçak kullanıyorlar; aman yemeğin etkisiyle onları da yemeyin. Şimdiden afiyet olsun
Bu postumuzun oluşturulmasında katkıları olduğu için öncelikle sayın Batuğhan Hacıosmanoğlu’na, sonrasında da tüm Liva Artisan ailesine teşekkür ederiz.
Şimdi de üçümüzün Liva Artisan’da denediği üç güzel tatlıyı paylaşarak devam edelim 🙂
Bu postumuzun oluşturulmasında katkıları olduğu için öncelikle sayın Batuğhan Hacıosmanoğlu’na, sonrasında da tüm Liva Artisan ailesine teşekkür ederiz.
Şimdi de üçümüzün Liva Artisan’da denediği üç güzel tatlıyı paylaşarak devam edelim 🙂
1- İngiliz Çorbası: Supangle
Kökeni İngiltere mi Fransa mı muallakta olan bu tatlı, o kadar uzun zamandır ülkemizde de revaşta ki sanki bizim mutfağımızın da bir parçası gibi hissettiriyor. Fransızca da adı “İngiliz Çorbası” anlamına gelen bu tatlı, normale göre yağı daha fazla olan özel bir çikolatanın eritilip kıvamlaştırılması ve yumuşak özel bir kekin üzerine dökülmesiyle elde ediliyor. Üstüne rende çikolata ile servis edilen bu tatlı, Türk mutfağına girdiğinden beri eşsiz antep fıstığımızla sunuluyor. Liva Artisan, özel yapım envai çeşit çikolatalarıyla meşhur olduğundan, tahmin edersiniz ki Supangle severler için, alışılagelmişin dışında bir lezzet şöleni yaşatıyor. Bizim de denediğimiz tatlar arasında, en tepelerde yer alıyor diyebiliriz. Ancak yoğun bir tat olduğu için bolca susatıyor, gitmeyi planlayanlar için küçük bir not 🙂
2.Bir İtalyan Lezzeti: Panna Cotta
Panna Cotta vanilya çekirdeklerinin tadına lezzet kattığı, un içermeyen ve çok az şekerle hazırlanan bir İtalyan lezzetini Liva Artisan’da denedik . “Pişmiş krema” anlamına gelen ve kremanın keşfinden beri var olan tatlı, kıvamını jelatinden alıyor ve krema içeriyor.
Liva Artisan’da denediğimiz bu tatlı birbirinden lezzetli orman meyveleriyle süslenmişti.Tatlı çok hafifti ve orman meyvenlerinin eşsiz tadıyla yaz için vazgeçilmez bir lezzet olabilir. Eğer hafif bir tatlı arıyorsanız Liva Artisan’a uğrayıp Panna Cotta’nın tadına bakmadan geçmeyin:)
Liva Artisan’da denediğimiz bu tatlı birbirinden lezzetli orman meyveleriyle süslenmişti.Tatlı çok hafifti ve orman meyvenlerinin eşsiz tadıyla yaz için vazgeçilmez bir lezzet olabilir. Eğer hafif bir tatlı arıyorsanız Liva Artisan’a uğrayıp Panna Cotta’nın tadına bakmadan geçmeyin:)
3.Bir Amerikan kahvaltısı: Donut
Şeker ve yağ açısından oldukça zengin bir çörek türü olan bu güzel ‘Boston Cream Donut’ı Liva aşcılarının elinden yemenizi tavsiye ederim. Üstü çikolatalı içi limon aromalı bi kremayla doldurulmuş, ağızda çok hoş bir tat bırakan bir çörek. Liva aşçılarının ellerine sağlık.
Aslında evde kolaylıkla yapılabilen donut, Amerika başta olmak üzere birçok ülkede kahvaltı olarak tercih edilir. Ben yemek üstüne yedim o ayrı. 🙂
Bu güzel lezzetin ilk tarifi Kuzey Amerika’ya gelen Hollandalılar olduğu söyleniyor. Bunu düşündüdüren şey ise donutın Hollanda kültürüne ait “oliekoek” isimli yağda kızartılan bir kek türü ile çok benzemesiymiş. Kim, nerede, nasıl bulmuş bilmiyoruz tam olarak ama iyi ki bulunmuş, iyi ki de Liva bu lezzeti menüsüne eklemiş. 🙂
Aslında evde kolaylıkla yapılabilen donut, Amerika başta olmak üzere birçok ülkede kahvaltı olarak tercih edilir. Ben yemek üstüne yedim o ayrı. 🙂
Bu güzel lezzetin ilk tarifi Kuzey Amerika’ya gelen Hollandalılar olduğu söyleniyor. Bunu düşündüdüren şey ise donutın Hollanda kültürüne ait “oliekoek” isimli yağda kızartılan bir kek türü ile çok benzemesiymiş. Kim, nerede, nasıl bulmuş bilmiyoruz tam olarak ama iyi ki bulunmuş, iyi ki de Liva bu lezzeti menüsüne eklemiş. 🙂