ANKARA’NIN EN İYİ 4 DENİZ ÜRÜNLERİ RESTORANI

 Blog: ANKARA’NIN EN İYİ 4 DENİZ ÜRÜNLERİ RESTORANI/ Comd 537 Multimedia Journalism Bahar 2023/24 Listeleme Projesi
 
ANKARA’DA MEZENİN 1 NUMARALI ADRESİ:
AFİTAP
 
 
Yediği tüm mezeleri unutup kendini bambaşka bir lezzet şöleninde bulmak isteyenler için Afitap markası, 1’i yeni olmak üzere toplam 3 şubesiyle müşterileriyle dolup taşmaktadır. İlk restoranı, Ankara’nın ünlü Tunus Caddesi’nde yer almakta ve adeta salaş bir mezeci ortamının sıcaklığını yansıtmaktadır. Markanın popülerleşmesiyle birlikte ikinci restoranı, Armada Hayat Sokağı’nın karşısında açılmıştır. Açıldığından bu yana, ulaşım kolaylığı sayesinde Afitap lezzetlerini daha geniş bir müşteri kitlesine ulaştırmaya başlamıştır. En son ve en büyük restoranı olan Vitrin Çayyolu Afitap, 2023 yılında açılmıştır ve özellikle Cuma-Cumartesi günleri rezervasyonları tamamen dolu olmak üzere, daha geniş bir meze menüsüyle hizmet vermektedir. Biz, favorimiz olan Vitrin Çayyolu şubesini ziyaret ettik ve oradaki lezzetleri denedik. Bu şubeyi ziyaret etmek isteyenlerin, 1 hafta önceden rezervasyon yaptırmalarını öneririz. Mekana girer girmez, geniş bir meze standı ve boş rakı şişeleriyle süslenmiş eşsiz bir dekor ile karşılaşıyorsunuz; bu da mekanın ruhunu en iyi şekilde yansıtıyor ve menüye hakim olmanızı sağlıyor. Ardından, yaklaşık 300 masalık büyüleyici bir oturma alanı sizi karşılıyor ve garsonunuz, mezeleri seçerken size eşlik etmek için yanınızda bekliyor. Deniz mahsülleriyle zenginleştirilmiş soğuk ve sıcak mezeler, ardı arkası kesilmeyen bir lezzet şöleni sunuyor. Özellikle Baby Kalamar ve Sütlü Dil Balığı gibi buraya özgü lezzetleri denemeden gitmemenizi öneririz. Binbir çeşit meze ile her zevke hitap eden Afitap’ta, her bir mezenin damak tadında bıraktığı izlenim farklıdır. Mezelerinizi yedikten ve arkadaşlarınızla keyifli vakit geçirdikten sonra, ikram edilen özel kabak tatlısı, dondurma ve meyve tabağının keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Beyaz Çikolatalı Sufle’yi de denemenizi şiddetle tavsiye ederiz; bu sufle, tadabileceğiniz en iyi suflelerden biri olabilir. Afitap, Ankara’nın tartışmasız en iyi mezecisi olma unvanını hak ediyor ve sizi de bağımlısı yapacak bir yer. Sevdiğimiz ve buraya özgü lezzetlere vurgu yapsak da, Afitap’ta bulabileceğiniz sayısız özel meze çeşidi ile her türlü meze lezzetini farklı bir tatla deneyimleyebileceksiniz. Bu benzersiz deneyimi yaşamak için Afitap’a en yakın zamanda bir ziyaret planlamanızı umuyoruz.






Adres: Beytepe, Kanuni Sultan Süleyman Blv No:2/17, 06800 Çankaya/Ankara
Telefon: 0555 888 26 67
Saatler: 12:00–01:00

Lezzet😋: 4.8/5
Fiyat​💸: 4.5/5

DENİZ ÜRÜNLERİNİ ALIŞILMIŞIN DIŞINDA DENEYİMLEMENİN TEK ADRESİ:
CHEF BROS
 
 
“İstanbul’daki ünlü restoranları andıran Chef Bros, Ankara’da bulunuyor ve şefleri, Faruk ve Mehmet Gezen kardeşler, her biri ayrı ayrı 2 milyon takipçiye sahip olan sosyal medya fenomenleridir. Balık sektöründe işlerini mükemmel bir şekilde yapmanın yanı sıra, sosyal medyayı etkin kullanmaları ve samimi kişilikleriyle dikkat çekiyorlar. Diğer balık restoranlarından farklı olarak, menüleri ve sundukları şovlarla müşteri kitlesini sürekli genişletiyorlar. Arjantin ve GOP Caddesi’nin kesiştiği ara sokaklarda yer alan bu büyük restoran, özellikle şu anda mevsimi olan özel yemekleriyle denemeye değer. Kılıç balığından hazırladıkları çeşitli yemekler (döner ve özel tarifler) ile Ankara’daki diğer restoranlardan ayrılıyorlar. Cheflerin işlerine olan tutkusu, restorandaki samimiyeti artıran önemli bir faktör ve restoran, Ankara’da nadir görülen ünlü ziyaretçi trafiğine sahip. Sosyal medyada aktif olmaları, hem kendi hesapları hem de restoranın işletme hesapları üzerinden, restoranın güncel kalmasını sağlıyor. Özellikle Instagram’da, her üç fotoğraftan birinde ünlü isimlerin yer aldığını görebilirsiniz. Ünlüler, Ankara’ya her geldiklerinde bu restoranı tercih ettiklerini belirtiyor. Eğer geleneksel balık restoranlarından sıkıldıysanız ve yeniliğe açıksanız, Chef Bros sizin için doğru adres. Burası, beklentilerinizi aşarak sizi memnun edecek bir deneyim sunacak.”






Adres: Gaziosmanpaşa, Halıcı Sk. No : 7/ A, 06700 Çankaya/Ankara
Telefon: 0541 100 11 11
Saatler: 12:00–00:30

Lezzet😋:4.5/5
Fiyat:​💸4.7/5

SAMİMİ VE SALAŞ ORTAMDA LEZZETİN EN DOĞRU ADRESİ:
KALBUR
 
 
“Ankara’da, tatlı-sert bir işletmecilik stilinin hakim olduğu, adından da anlaşılacağı üzere “KALBURÜSTÜ” bir deneyim arayanlar için Kalbur restoranı vazgeçilmez bir durak olmalıdır. Mehmet Tekmen Bey’in yaratıcılığı ve deniz ürünlerine olan tutkusu ile harmanlanan bu mekan, Ankara’nın bir efsanesine dönüşmüş durumda. 1990’lardan bu yana hizmet veren ve butik bir atmosfere sahip olan restoranda yer bulabilmek için neredeyse bir hafta öncesinden rezervasyon gerekiyor; çünkü restoran, beklediğinizden çok daha fazla talep görüyor.
Atatürkçülük değerlerini benzersiz bir şekilde yansıtan bu butik restoran, sizi kapıdan masanıza kadar eşlik eden Atatürk resimleriyle karşılıyor. Kalbur, sadece Ankaralılar tarafından değil, aynı zamanda yabancı ziyaretçiler tarafından da büyük ilgi görüyor; çünkü mekanın ünü Ankara’nın sınırlarını aşmış durumda.
Restoranda yemek bırakmanın zor olduğu bir yerdesiniz, fakat eğer bırakırsanız, tatlı-sert bir uyarı alabilirsiniz. 🙂 Mezeler, özgünlüklerinin yanı sıra kullandıkları taze malzemelerle de fark yaratıyor; bu da restoranın büyüsünün korunmasını sağlıyor. Özellikle akşamları tercih edilse de, gün içinde de deniz ürünleri çekenler için ideal bir seçim olan Kalbur’da, bu eşsiz lezzeti deneyimleme fırsatını kaçırmayın. Gözlerinizi açık götürmemek için hemen bir rezervasyon yaparak yerinizi garanti altına alın.”

Adres: Oran, Oran, Oran Çarşı Merkezi, Rafet Canıtez Cd. no:23/24 C3 blok, 06450 Çankaya/Ankara
Telefon: (0312) 490 50 01
Saatler: 12:30–22:00

Lezzet😋:4.6/5
Fiyat​💸:4.5/5

Ödüllere doyamayan o ünlü balıkçı:
Trilye
 
 
“En iyiyi sona sakladık… Türkiye genelinde, balık restoranı denildiğinde akıllara ilk gelen ve adımınızı içeri atar atmaz sizi çeşit çeşit ödüllerin ve şık dekorasyonun karşıladığı o eşsiz mekan… Bu restoranda tadacağınız her bir yemek, sadece lezzetli değil, adeta bir sanat eseri. Restoranın sahibi Süreyya Üzmez Bey, yoğun iş temposuna ve programcılık kimliğine rağmen, işinin başından bir an olsun ayrılmıyor ve müşterilere bizzat ilgi gösteriyor, bu da mekanın kalitesinin en büyük göstergesi.
Menü o kadar geniş ki, biz bile henüz deneyimlemediğimiz yemekler bulunduruyor; her biri farklı lezzetleri ve benzersiz sunumlarıyla sizi bekliyor. Özellikle Ahtapotun sunumu, tazeliği ve tadı; Balık Kokoreci, ki bulabileceğiniz başka bir yerin olmadığını garanti ederiz; Süreyya Bey’in özel ikramı Karidesli Risotto Topları ve Hindistan Cevizli Karides gibi tatlarla gerçekten başka bir dünyaya adım atıyorsunuz.
Bu tatlar ve sunumlar, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de benzersiz. Hatta MasterChef şeflerinin dahi İstanbul gibi bir metropoldeki birçok restorana rağmen, deniz ürünleri için bir numaralı tercihi Trilye olduğunu hatırlatırız. Emekli subay Süreyya Üzmez’in bu girişimi, ülkemizin deniz ürünleri konusundaki zenginliğini en iyi şekilde temsil ediyor ve takdiri sonuna kadar hak ediyor.
Fiyatlar diğer restoranlara göre daha yüksek olsa da, ödediğiniz her kuruşa değecek bir deneyim sunuyor. Bu restoranda, özel günlerde sevdiklerinizle birlikte damak tadınızı genişletmek kesinlikle mümkün. Menüdeki lezzetleri tek tek saymakla bitiremeyiz ama favorimiz olan mezeler ve ara sıcakları denemeden restorandan ayrılmamanızı öneririz. Bu yer, ana yemekler açısından biraz pahalı olsa da, değer verdiğiniz insanlarla birlikte ziyaret ederek güzel anılar biriktirmek mümkün.
Restoran, devasa büyüklüğe rağmen, Ramazan ayında bile ortalama %80 doluluk oranına ulaşabiliyor; bu, herkese nasip olmayacak bir başarıdır. Bu yüzden Süreyya Bey’i tebrik etmek istiyoruz. Blogumuzu, yoğun programına rağmen bize zaman ayırıp sorularımızı incelikle cevaplayan Süreyya Bey ile olan diyaloğumuzla sonlandırmak istedik…”

Trilye gibi Türkiye çapında en üst seviyede olan balık restoranının sahibi olmak size nasıl hissettiriyor?, Uzun zamandır olan restoranınız için gelecek planlarınız mevcut mudur?

Elbette kendimi çok mutlu hissediyorum. Ankara gibi denizden kilometrelerce uzak bir kentte dünya çapında bir balık restoranı yaratmak, Türkiye’nin en iyisi olmak, pek çok devlet başkanını ağırlamak, Ankara denilince Anıtkabir’den sonra insanların aklınaTrilye’ye uğrama algısı oluşturmak, mutluluğumun seviyesini de zirvede tutuyor. Faaliyeti beş yılı geçen lokanta sayısının bile bir elin parmaklarını geçmediği bir kentten bahsediyoruz. Zoru başardık sonunda. Çeyrek asra yakındır aktifiz. İstanbul, Bodrum, Londra, Dubai gibi yerlerde şube açma düşüncelerimiz var. Bunun için zaman ve mekan kolluyoruz.

Eski subaylıktan, Trilye restoranı girişimine ve başarılara uzanan yolculuğunuz nasıl oldu?, bu konudaki ilham kaynağınızı, süreç içindeki zorlukları ve büyümenizdeki sizce en önemli etkileri bizimle paylaşabilir misiniz?​


Kara Harp Okulu’nda askerlik eğitimi dışında Elektrik Elektronik Mühendisliği eğitimi de aldım dört yıl boyunca. Analitik düşünme yeteneğim gelişti. İki hamle sonrasını gördüm ve subaylık yıllarımın son 15 senesinde yeme-içme birimlerinde çalıştım. Silahlı Kuvvetler’de isim yaptım. 1998 yılında ABD Silahlı Kuvvetler Karargahı Pentagon’da 15 gün yemek dersi vermeye davet edildim. 1996 yılında Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da Türk mutfağı konseptli lokanta açtım şu anki Başbakan Enver İbrahim’in kardeşine. Yeteneklerim Silahlı Kuvvetler’in dışına taşmıştı. Türkiye’nin ilk profesyonel mutfak derneğini zamanın İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Yalçın Manav’la birlikte kurdum.

O zamanki Genelkurmay Başkanı’nın özel kalem müdürü Albay Hulusi Akar ile bir akşamüzeri sohbetimde kendisinden cesaret aldım. Akar “Süreyya Binbaşım bu yetenek bende olsa bir gün durmam Silahlı Kuvvetler’de… Türkiye 70 milyon, Silahlı Kuvvetler 700 bin. Türkiye’nin sana ihtiyacı var” dedi. Ben de çarığımı giydim, emekli oldum ve restoran işine, çok sevdiğim işime, aşkıma kavuşmuş oldum.


En büyük ilham kaynağım özgüvenim oldu. Kendime, donanımıma, çalışkanlığıma güveniyordum.
İlk deneyimim Mahatma Ghandi Caddesi’ndeki Seagull isimli restoran idi. Açılıştan bir hafta sonra 11 Eylül oldu. Restoran bomboş… 2001 krizi geldi arkadan. Ama işimi en iyi yapmaya devam ettim. En kaliteli hammaddeyi kullanmaktan vazgeçmedim. Ticarikaygı nedeniyle iş hayatımın hiçbir döneminde kaliteden taviz vermedim. Fırtınalı denizlerin cesur kaptanı oldum. Ankara’da ilkleri gerçekleştirdim. Hiçbir zaman dondurulmuş balık satmadım. Ucuz ama kar marjı yüksek çeşit çeşit yoğurtlu meze yapıp ticareti ön plana koymadım. Gelecek nesillerin daha fazla balık tüketmesi
için uğraştım. Binlerce çocuğu balığı alıştırdım. Hep dedim ki sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. Uzun soluklu bir maratondasın Süreyya, sen 100 metre koşucusu değilsin dedim hep. Rakibimin olmayışı en büyük zorluklardan biriydi. Çünkü fiyat koyarken zorlanıyorsun. Fiyatta 3C kuralı vardır; cost, consumer, competation.


Rakip olmayınca zorlandık uzun süre. Çünkü aynı ürün değil. Karşısındaki restoranda satılan erken hasat zeytinyağı değil, kullanılan olta kalamarı, İskenderun karidesi, Sinop kalkanı… Türlerinin en iyilerini sunduk yıllarca. İstanbul markaları gelince bizim ucuz olduğumuz ortaya çıktı…
Gezi olayları, Rus uçağının düşürülüşü, Ankara’da patlayan bombalar, Davutoğlu’nun görevden alınışı, 15 Temmuz ve bir de restoranların faaliyetlerinin durduğu kötü bir yıl. Ekonomik krizleri saymıyorum bile… Zaten onlara alıştık. Çok zorlandık elbette. Ama yılmadık, sanki yeni başlamış gibi, her gün aynı heyecan, aynı şevk ve aynı aşk ile devam ediyoruz.

Restoran sektörünün yanında araştırmacı/gazeteci/programcı kimliğiniz de mevcut, bize biraz da bu sektöre giriş hikayenizden bahsedip günümüzde de nasıl ilerlediğini, sonrasında da bu konuda gelecek planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?


Yazarlık doğuştan gelen bir yetenek. Sonradan kazanılan bir şey değil. Henüz ilkokuldayken Çanakkale’den Cumhuriyet gazetesine makale gönderirdim. Kompozisyonum çok iyiydi. Yıllar sonra duayen gazeteci Yavuz Donat teklif getirdi ve Sabah Ankara’da yazmaya başladım. Ondan önce de Nurus’un patronlarından Birten Gökyay hanımefendinin kurduğu Gazete Ankara’da yazmıştım. Yazılar ilgi gördü. Gittikçe vuruş sayım ve sayfa hacmim arttı. Sonra Milliyet Cadde ve Ankara eklerinde yazmak üzere Milliyet Gazetesi’ne transfer oldum. Sonra kitap ve kendi dergimizi çıkarma işine soyunduk ve kendimizi Trilye Yayınları ile medyanın içinde bulduk.


İlerleyen yıllarda TRT’den program teklifi aldım. “Balık Ankara’da Yenir” programını her hafta ünlü bir konuk ile yapıyordum. Program iyi reyting alınca “Dünyanın Türk Şefleri” programını yaptım. Japonya’nın başkenti Tokyo’dan, ABD New York’a kadar her ülkedeki Türk şeflerle röportajlar gerçekleştirdim. TRT Türk’te yayınlandı, 183 ülkede gösterildi. Faydalı bir program oldu.
9 yıldır Now TV’de (eski adı ile FOX) her pazar günü Merve Yıldırım ile Benden Söylemesi programına konuk oluyorum. Türkiye’ye balık sevdirme, sürdürülebilir balıkçılık için, balıkçılık bakanlığı kurdurma gibi misyonları üstlenmiş durumdayım.


Yeni dönemde ünlü bir gurme kanalında da Türkiye’yi dolaşarak sağlık ve lezzet konularını işleyecek yeni konseptte bir programa daha başlayacağım. Halkımıza doğruyu ve bildiklerimizi anlatmak hepimizin boynunun borcudur.

Bu güzel ve can alıcı soruları yönelttiğiniz için ben teşekkür eder başarılar dilerim.

Adres:Kazım Özalp, Kuleli Sokağı No: 32, 06680 Çankaya/Ankara
Telefon:(0312) 447 12 00

Lezzet😋: 5/5
Fiyat💸: 5/5