Röportaj: Sahaf Saadettin İnce ve Okuyorum Kitabevi
Nil Başak Duruk – Ankara’nın Sahafları – Comd 357 Multimedia Journalism Final Projesi
Tüm kitap meraklılarına selamlar!
Sizlerle çok heyecanlanarak gerçekleştirdiğim bir projeyi paylaşıyorum! Sahaflar ve ikinci el kitaplar üzerine kurduğum blogta bir sahafın olmaması tuhaf olurdu diye düşünerek sizler için önceki paylaşımımda da detaylı bilgilerini verdiğim Okuyorum Kitabevi‘ne gittim ve Sacettin İnce ile bir röportaj yaptım. Sacettin Bey, tüm anlayışı ve cömertliği ile soru sormama gerek bile kalmadan, yaptığı meslek hakkında içtenlikle açıklamalar yaptı.
Sohbetimizde özellikle “Sahaf kimdir, kime denir?” ve “Sahafların kültürdeki yeri nedir?” gibi sorulara değindik. Sacettin Bey, entelektüel birikimini cömertçe bize sunarak kitapların insan hayatında nerede durması gerektiğini, nasıl sahaf olma kararı aldığını, sahafların kültür taşıyıcılığındaki önemli rolünü bizlere anlattı. Kısacası “Sahaflık nedir?” üzerine derin bir sohbet gerçekleştirdik.
Sohbetin detaylarına inmeden önce kısaca Sacettin Bey’den bahsetmek istiyorum. Kendisi bir dönem gazetecilik yapmış ve kendi tabirince gazetelerin gazete olduğu zaman ki Hürriyet gazetesinde çalışmış. Fakat evindeki yedi bin kitapla gazetecilik yapmanın artık mantıklı olmadığını düşünerek kendi kitabevini 22 sene önce kurmuş. Aynı zamanda yazmış olduğu altı kitap var fakat artık basımı yapılmıyor. Konuşmalarından işini çok severek ve layıkıyla yapmaya çalışan azılı insanlardan olduğunu çok rahat anlayabiliyoruz. Hatta kitaplara olan tutkusu, yaptığı işi iş olmaktan öteye taşıyor. Bu yüzden de kitabevine gelen okuyucuları müşteri olarak nitelendirmeye kesinlikle karşı.
Sahaflık konusuna dönecek olursak, Sacettin Bey’e göre sahaflık, kültür taşıyıcılığının önemli bir kısmını sırtlanan fakat zaman zaman sarraflıkla bile karıştırılabilecek kadar fark edilmeyen bir meslek. Kendi emeği ve edindiği sadık okuyucu kitlesiyle oluşturduğu kitabevine girdiğiniz zaman aslında bunun ne kadar doğru bir tespit olduğunu anlıyorsunuz. Sayfaların arasından çıkan aşk mektuplarını, öpücüklü peçeteleri ve yine sayfa aralarında kuruyup güzelliğine bir de hafif melankoli katan gül yapraklarını düşündüğünüz zaman aslında taşınanın sadece edebi kültür olmadığını, aynı zamanda kendi hayatlarımızın da olduğunu görüyoruz.
Bir de tabii “sahaf kime denir” meselesi var. Sahaf, sadece ikinci el kitap alıp satan kişiye değil, nadir bulunan ve artık basımının yapılmadığı eserleri bulup okuyucuya ulaştıran kişiye deniyor.
Toplamak gerekirse; bir sahafın işini ve derdini sahafın kendisinden daha iyi anlatabilecek biri olmadığı için, yukarıda bahsettiğim soruları ve daha fazlasını bir sahaf olan Sacettin İnce’ye sordum.
İlgilenenler için gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbet aşağıda 🙂
Umarım kitaplar üzerine olan bu sohbetimiz hoşunuza gider. Bu eski ve değerli kültürün hak ettiği değerin anlaşılması gerektiğine inanıyorum ve umarım Sacettin Bey’le yaptığımız bu sohbet de bu amaç doğrultusunda etkili bir adım olmuş olur.
Vakit ayırdığınız için teşekkürler!
Son olarak Sacettin Bey, herkesin hayatının birkaç döneminde mutlaka okumuş olması gerektiğine inandığı kitaplardan bir okuma listesi de paylaştı. Vaktinin çoğunu sarı, selüloz kokulu sayfalar arasında geçiren birinden bir tavsiye listesi almak benim için oldukça değerli. Umarım sizin de kitap tercihlerinizde yardımcı olur ya da önceden okuduysanız hafızalarınızı tazelemenizi sağlar 🙂
Telefon: 0536 278 90 97