Ankara Üçlemesi ve Çizgi Roman Üzerine: Levent Cantek
Yapmur Yıldızhan, 12/29/15
Yeniden Merhaba…
Daha önceki yazılarımda sizlere Levent Cantek’in yazdığı “Dumankara, Hayat Bir Yangındı” ile başlayan Ankara üçlemesinden bahsetmiştim. Bu üçlemeyi hem bir Bilkent mezunu olan Levent Cantek’ten dinlemek hem de onun Türkiye’de çizgi roman üzerine düşüncelerini öğrenmek istedim. O da bizleri kırmadı ve GazeteBilkent için oldukça keyifli bir röportaj yaptık. Röportajın bir kısmını paylaşmak isterim.
GazeteBilkent: Uzak Şehir’de bu sefer karşımıza Alevi–solcu bir mahalle de yaşayan, silik bir kenar mahalle delikanlısını başkahraman olarak görüyoruz. Bu kara hikâyenin kahramanı için neden böyle bir çevre seçtiniz?
Bu bir suç hikâyesi. Türkiye’de yoksul bölgeler sanılanın aksine iktidar partilerine destek verirler. Muhalif bir mahalleyi arka plan olarak kullanmak istiyordum, bu sebeple böyle bir tercihte bulundum. Üstelik kahramanlardan birinin vicdani bir huzursuzluk yaşaması için de bu türden bir gerginlik gerekiyordu.
GazeteBilkent: Ankara üçlemesi özellikle Ankaralılar tarafından çok beğenildi. Başka grafik roman projeleriniz var mı? Varsa, içerikleri ve kimlerle çalıştığınız hakkında biraz bahsedebilir misiniz?
Evet, var. İki ayrı çalışma daha sürdürüyorum. Aslında ikisi de tarihi çalışmalar ya da en azından o biçimde tarif edilebilirler. Biri Sefa Sofuoğlu ile birlikte hazırladığımız, 1951. İsminden de anlaşılabileceği gibi o yıl içinde bir siyasi hikâye. Diğeri, Taner Duran’la yaptığımız, 1930’larda geçen bir kabadayı hikâyesi. Yine bir dönem panoraması, siyasi itişmeler, suç dünyasına ilişkin ayrıntılar vs.
GazeteBilkent: Çizgi roman okumaya yeni başlayacaklar için Türk, yabancı tavsiyeleriniz var mı? Bu yazıyı okuyanlar, bu yaşa kadar çizgi roman okumadılarsa… Maus ya da Persepolis okusunlar, Corto Maltese’i keşfetsinler…
Röportajın geri kalanı için GazeteBilkent’i ziyaret etmeyi unutmayın!