TARİHİN TOZLU SAYFALARINDAN KÜÇÜK TİYATRO

 

 
Gri şehrin tiyatro rehberinin değerli takipçileri, merhaba!

​Ankara’nın meşhur ayazıyla an itibariyle tekrar buluştuk. Şehrin buz kestiren bu soğuk havalarında tiyatro sahneleri sanatseverlerle tekrar buluştu, kırmızı perdeler Ankaralılara daha da büyük bir coşkuyla açıldı. Biz de tiyatro rehberiniz olarak, sizlerle tekrar buluşup Ankara’nın en köklü sahnelerinden biri olan Küçük Tiyatro’yu incelemeye ve soğuk kış günlerinde samimi atmosferiyle içimizi ne denli ısıttığını anlatmaya karar verdik.

Küçük Tiyatroyu sizler için gezdik, gördük, keşfettik. Tiyatro; tarihi yapısı, dokusu ve en önemisi de yaşanmışlık hissiyatıyla bize eski Ankara ruhunu anımsattı. Artık boş vaktimizin çoğunu AVM’lerde geçirdiğimiz bu dönemde; bize Ankara Kalesi’ni turladıktan sonra Kuğulu Park’a gidip, oradan da akşamı Tunalı’da geçirmenin verdiği “Ankaralı” hissiyatını veren bir diğer yer burasıydı. Gezdiğimiz diğer sahneler arasından da gerek ruhuyla, gerek seyirci kesimiyle bu duyguyu en çok hissettiren sahne Küçük Tiyatro oldu. Bunun yanında, ne yazık ki günümüzde kuşaklar arası aktarımın zor olduğu ve gün geçtikçe kaybolduğu zannedilen kültür sanat ruhunun aslında hâla var olduğunu içerideki kalabalıkla birlikte görmek bizi çok mutlu etti.

Peki küçük tiyatronun diğerlerinden farkı neydi? Bugün, sizlerle Küçük Tiyatro’yu biraz tarihiyle, biraz da bizim gözümüzden inceliyoruz. Hadi gelin, bu şirin sahneyi bizimle birlikte siz de deneyimleyin!