Bozkırda Alarga'ya çıkmak: Alarga the Band

Zeynep Bilgihan, 4/27/2015
 

Alargada kalmak… Bu bir denizcilik terimi, kıyıya yanaşmadan demirde beklemek demek. Aynı zamanda açıktan geç, yaklaşma anlamına da gelen sözcük. Ekşi sözlükte şöyle bir entry var o kadar hoşuma gitti, söylemek istediklerimi öyle güzel anlatmış ki sizinle palaşmak istedim.

1430176250

“Bazı insanlara söylemek istersiniz bunu. Hani gerekli gereksiz üzerinize atlayıp sizi öpmeye kalkanlar, hiç duymak istemediğiniz özel meselelerini siz sormadan en ince detayına kadar anlatanlar, selam vermeden gelip başköşeye kurulanlar, kendilerini bir şey sandıkları için size dair ‘değerli’ fikirleriyle sizi onurlandırdıklarına inananlar ve hiç sevmek istemiyor olmanıza rağmen fena bir şekilde tutulduklarınız… Bunlara alarga demek istersiniz, kimi zaman kendi kendinize fısıldayarak, kimi zaman bağıra bağıra…”

 

Alarga işte böyle güzel anlamı olan, 2014’de Ankara’da kurulmuş, 5 kişiden oluşan bir indie-pop grubu. ‘Başlarından geçenleri, akıllarından geçtiği gibi’ anlatıyorlar. Müzikleri duymayı özlemle beklediğimiz gibi; klavyesi ve trompetiyle alışılagelmişten çok kaliteli, derin, naif ve samimi.

Vokal ve gitarda Çağın Kırca, klavyede Cansu Turgut, bas gitarda Ozan Özgül, davulda Can Sürmen ve trompette Hakan Karaaslan’dan oluşuyor. “Bir şey kaçırıyormuşcasına bir gecede karar verip, iki gün içinde bir araya gelen” Alarga’nın hem kendi şarkıları, hem de uyarladıkları coverları çok başarılı. Onları hem türkçe, hem de ingilizce duymak mümkün.
Benim favorilerim Passenger Seat ve Hengame.

Alarga ile, olabilecek en güzel şekilde tanışmak ise ayrı bir şanstı benim için.
Bizim, yani sanat alanında farklı, güzel ve kaliteli etkinlikler arayanların, son zamanlarda yüzü daha da gülmeye başladı. Konu alternatif müzik ve İstanbul olunca kısmen bu kolaydı da Ankara’da o ruhu bulabilmek neredeyse imkansızdı. Ancak kulaktan kulağa duyduk ki, Avrupa’da çok revaçta olan, bizde neden böyle şeyler olmuyor diye imrendiğimiz gizli ev konserleri Ankara’da da başlamış.

Nedir bu ‘ev konseri’ konsepti derseniz, tamamen samimi bir canlı müzik deneyimi, bir apartman dairesinde, bir salonda verilen küçük çaplı akustik konserler diyebiliriz.
 

Bu konsept ilk Sofar Sounds ile ortaya çıkmış: SOunds From A Room. 2009 yılında Londra’nın kuzeyinde ufak bir apartman dairesinde, gerçek müzik severlerden oluşan küçük bir topluluğa verilen bir konserle başlamış, şuan ise dünyanın her bir yanına yayılarak, kendi youtube kanalları olan en büyük müzik keşif platformu haline gelmiş. İşleyişi biraz farklı, Sofar kanalına kaydolup evinizi bu tarz konserlere açabilir ya da grup olarak başvurup Sofar konserleri adı altında konser verebilirsiniz. Şimdilik sadece İstanbul ve Ankara’da aktif.

Alarga Ankara Sofar ayağında bir konser vermiş, çok da güzel bir videoları var.

Ner Organisation ise Ankara’da bu tarz ev konserlerini düzenleyen oluşumlardan başka bir tanesi. Onlar gerçekten ilgilenenlerin duyup haberdar olduğu, sakin ve tadı damakta kalan konserlere “ev” sahipliği yapıyorlar. Son konserlerinde Alarga’yı ağırladılar, bu vesileyle ben de grubun solisti Çağın Kırca’yla kuruluşlarını, Ankara’da yeni bir grup olmayı ve daha fazlasını konuşma imkanı buldum…

1430177283

Yavaş yavaş Ankara’da da başlayan bu etkinlikler bence bir çok şeyi değiştirecek gibi. Hem sesini duyurmak isteyen gruplar, hem de o sesleri keşfetmek isteyenler için çok keyifli, çift taraflı bir mutluluk.