Sizin için Gezdik: “Joseph’in Bahçesinde İyileşme”

Deniz Dide Coşkun & Dündar Demirtaş / Blog: Ankara Kültür Sanat / COMD 357- Multimedia Journalism Sonbahar 2021-22 Foto Proje

Bu sefer de sanatçı Joseph Beuys’un 100. yaşına özel olarak hazırlanmış bir sergiyle karşınızdayız. Almanya Büyükelçiliğinde gerçekleşen “Joseph’in Bahçesinde İyileşme” adlı bu sergi sadece davet edilenler tarafından görülebildiği için size bol fotoğraflı bir turla sergiyi gezme imkanı sağlamaya çalıştık. 26 Ekim – 4 Kasım 2021 tarihleri arasında yer alan serginin küratörü Andreas Treske aynı zamanda Bilkent’te İletişim Tasarım Bölümü Başkanı. Bizi bu sergiye davet eden sayın hocamızın bu sergide bir de enstalasyonu bulunuyor. Kendisinin de Joseph Beuys gibi Alman kökenli bir sanatçı olması onu bu sergide yer almaya iten şeylerden biri olsa gerek. Serginin diğer sanatçıları ise Müge İrem Beyazıt, Ekin Ünal, Elif Gözde Korkmaz, Hayri Şengün ve Aras Özgün. Eserlerini Beuys’tan esinlenerek  bize aktaran sanatçılarımızı da bir kez daha buradan tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. 

Tabii ki bu serginin odak noktası olan ünlü Alman sanatçıdan ve onun ilham kaynaklarından  bahsetmeden geçmek olmaz. Doğa, çevre ve hayvanlarla ilgilenen Joseph Beuys s
anatı bir şifa aracı olarak nitelendiriyor ve sanatında birçok şamanist motife yer veriyor. Bu nedenle onu anmak için düzenlenen bu sergide sanatçıların, Beuys’un da kullandığı ağaçlar, taşlar, yağ ve keçe gibi malzemeleri sıkça kullandıklarına şahit olabilirsiniz. Hazırsanız bu büyüleyici bahçenin ilham aldığı hikayeyi anlatmakla başlayalım. 

Bize sergi gezimizde sanatçılardan Müge İrem Beyazıt ve Ekin Ünal eşlik etti. Joseph Beuys’un hikayesini de onlardan öğrendik. Beuys’un anlattığına göre, sanatçı İkinci Dünya Savaşı’nda uçağı Kırım’a düştüğü için çok ağır yaralanmış ve soğuk havanın da etkisiyle donmak üzere haldeyken Tatarlar tarafından bulunmuş. Yağ ve keçelere sarılarak ısıtılmış ve iyileştirilmiş olduğu için hayatını onu kurtaran şeylere adamayı ve insanlara şifanın doğada ve sanatta olduğunu anlatmayı kendine görev edinmiş. Sanatçı Tatarların kültüründen de esinlenerek eserlerinde şaman figürleri kullanmış ve Tatarları bu şekilde kutsamış, bu kurtuluş ve yeniden diriliş hikayesini ilahileştirmiş.

 

Gelin görün ki sonradan Beuys’un hikayesinin gerçek olmadığı anlaşılıyor. Bunu da sanatçı sonradan yaratılmış hikayeler olsalar bile bu hikayelerin önemli etkilere sahip olması olarak açıklıyor ve herkesin farklı hikayelerden ya da yollardan da olsa sanatçı olabileceğini vurguluyor. Her ne kadar biraz hayal kırıklığına uğrasak da bu eşsiz deneyimin hafif burukluğuyla Almanya Büyükelçiliğinden ayrılıyoruz.
Picture
 
Küratör: Andreas Treske
​“Beuys’un sanata bakışı, hayat, yaşam, düşünce, tasavvuf, davranış, eylem ve doğa gibi öğelerden oluşuyor.”  
Fotoğraf Ankara Sanat Patikasına aittir 
 
Sergiyle alakalı daha fazla bilgi için Ankara Sanat Patikası’nın hazırlamış olduğu videoyu izleyebilirsiniz.