Kent Gezginleri için Ankara’nın Yürünebilir 4 Caddesi
Blog: Yürünebilir 4 Cadde / Comd 537 Multimedia Journalism Bahar 2023/24 Listeleme Projesi 1. Tunalı Hilmi CaddesiTunalı Hilmi, veya kısaca “Tunalı”, çoğu insan için yalnızca bir cadde ismi. Fakat bu meşhur cadde ömrünün büyük kısmını başta Paris olmak üzere Avrupa’nın büyük şehirlerinde geçirdikten sonra Türkiye’yi modernleştirme çabalarıyla tanınan Türk siyasetçi, gazeteci ve Jön Türk üyesi Tunalı Hilmi’nin adını taşıyor. Ankara’nın en kalabalık ilçesi Çankaya semtinde yer alan Tunalı Hilmi Caddesi, onlarca yıldır şehrin en yoğun caddelerinden biri olma özelliğini korurken, sokak sanatı ve tiyatro gibi çeşitli sanat dalları için de bir merkez görevi görmekte. Yarım yüzyılı aşkın bir geçmişe sahip olan cadde, zengin kültürel mirası ve şehir içindeki merkezi konumu sayesinde Ankaralılar için popüler bir buluşma noktası. Caddenin renkli ve canlı ışıklarında aylak bir kent gezgini edasıyla kendinizi kaybederken kafe ve restoranların yanı sıra uluslararası markaların mağazalarını iki tarafınıza yayılmış bir şekilde görebilirsiniz. Aynı zamanda Tunalı, 19. yüzyıl Paris’inde ortaya çıkan ve günümüzün alışveriş merkezlerine ilham olan “pasaj” kültürüyle ünlü. Tunalı’nın pasajları, son zamanlarda Ankaralı gençler arasında giderek daha popüler hale gelen vintage giyim ve plak dükkanlarına da ev sahipliği yapmakta. Yakınındaki yabancı elçilikler sebebiyle cadde boyunca yabancılarla sık sık karşılaşabilirsiniz. Ancak bizce Tunalı Hilmi Caddesi’ni “O” cadde yapan yegâne şey, Ankaralıların şehrin kasvetli griliğinden kendilerine kaçış yeri olarak belirlediği Kuğulu Park. Yapay, küçük bir gölün içinde kendilerini izleyen Tunalı sakinlerine adeta cilve yapar gibi salınan kuğuların karakterize ettiği bu parkın ilk kuğularının Viyana Belediyesi’nin hediyesi olduğu rivayet edilmekte. Ankara’mızın ilk kuğu çiftine Ankara ve Viyana’nın adlarının verilerek kardeş şehir olmalarına yapılan vurguyu Ankara’daki küresel etkilere farkındalık yaratmayı dileyen yazarlar olarak çok değerli bulduk.
Yürüme Süresi: Acelem yok, etrafı keşfedeyim derseniz yaklaşık 10-15 dakika. Şarkı: “Celui Qui Viendra Lundi” – Tülay German Denemelik: Nico la Pizza’dan Roma Usulü Pizza Kimin Favorisi?: Beyza! 2. Bahçelievler 7. CaddeAnkara’nın en popüler buluşma noktası, Büyülü Fener, waffle, 3. nesil kahveciler denilince ilk akla gelen uğrak noktası; Bahçelievler 7. Caddedeyiz.. Üniversite öğrencilerinin Ankara’ya taşındıktan sonra yeni kurdukları arkadaşlıklarıyla ilk tercih ettikleri yer mutlaka Bahçelievler olur. İlk önce Milli Kütüphane önünde buluşulunur ve 7. Caddenin içine doğru sohbet ederek yürürler. Caddeye girdiğinizde sizi ilk çikolata ve kahve kokusu sarar çünkü bu caddede günün her saati taze kavrulan kahve çekirdeklerini ve yeni yapılan çikolataları bulabilirsiniz. Biraz daha ilerlediğinizde caddenin sadece düz bir şekilde ilerlemediğini, sağda ve solda bulunan tüm ara sokaklarda da bambaşka sürprizlerin olduğunu görürsünüz. İlginç butikler, ufak kafeler, küçük restoranlar hep buradaki ara sokaklarda gizli olur ve herhangi bir sokağa girerek daha önce ismini bile duymadığınız, “burası artık benim gizli mekanım” diyebileceğiniz bir yer bulabilirsiniz. Bu ara sokaklardaki tatlı mekanların sahipleriyle sohbet etme fırsatı bulursanız, bazılarının aslında Türk olmadığını, başka bir ülkeden göç ettiklerini ama Türkiye’yi ve özellikle Ankara’yı en az bizim kadar sevdiklerini duyabilirsiniz. Hatta 7. Caddenin üzerinde bir sürü etnik lokantayı kendiniz de deneyimlerseniz, hem lezzetin tadını çıkarıp hem de farklı bir kültürlere şahitlik edebilirsiniz. Kahvenizi içip, yemeğinizi yedikten sonra en son gününüzü bir tatlıyla kapatmak isterseniz anavatanı Belçika olan ama artık 7. Cadde ile bütünleşmiş waffledan, veya Uzakdoğu kültürünün en sevilen tatlısı mochiden alarak caddenin tekrardan en başına romantik bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Yürüme Süresi: Yaklaşık 15-20 dakika. Şarkı: “Ghost in the Machine” – B.o.B Denemelik: KANTA Coffee Shop’tan nefis bir americano Kimin Favorisi?: Melissa! 3. Cinnah CaddesiSonraki durağımız Çankaya’nın kalbindeki Cinnah Caddesi. Atakule ve Kuğulu parkını birbirine bağlayan bu cadde Atatürk Bulvarından başlayıp Simon Bolivar’da biter. Cinnah’ta yokuş diktir, eğim vardır ve çıkması pek güzel olmasa da gezine gezine inmesi oldukça keyiflidir. Buranın yokuşu yüzünden trafik tek yönlü akar hatta. İsmini Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah’tan alan bu geniş caddedeki binaların Ankara’da kendine has bir mimarisi vardır. Cinnah 19 binası, Leyla apartmanı, İsveç, Hindistan, Kanada büyükelçilikleri, Türk Amerikan derneği gibi binalar burada yer alır. Büyükelçiliklerin etkisiyle yabancı nüfusu olan bir bölgedir ve her binanın kendi ruhu vardır adeta. Dip dibe çirkin binalar yerine uluslararası modern mimari altında çeşitli tarzda özgün binalarla doludur. Caddenin tepesinde Botanik parkı bulunur ve trafikten kaçıp temiz hava almak, sevdiklerinizle piknik yapmak için idealdir. Ama uyarmış olalım, geldiğiniz yerden geri çıkmanız gerek yoksa Cinnah’ın yanında bulunan Üsküp Caddesinden yaklaşık 6 kat çıkarak ana caddeye geri varabiliyorsunuz. Parkın yanındaki Atakule de Ankara’nın simgelerinden biri haline gelmiştir ve hem alışveriş merkezi olarak iş görür hem de upuzun boyunun da etkisiyle bütün Ankara’yı görmek için seyir terasındaki restoranlarda güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Caddeye bağlanan sokaklarda Farabi Sahnesi, Tatbikat Sahnesi, L’avare Alice gibi tiyatro mekanlarıyla doludur, böylece kültürel aktiviteler için de tercih edilir. Caddenin sonuna geldiğimizde de bizi Hotel Cinnah karşılar, burası da ayrı güzel dekore edilmiş koyu tonlarda havalı bir binadır. Alt katındaki kafede bir şeyler yiyebilir, çevreyi gözlemleyebilirsiniz.
Yürüme Süresi: Uzun bir yol olduğu için en az 25-30 dakika. Şarkı: “July” – Betcha Denemelik: Hotel Cinnah’ta tost Kimin Favorisi?: Defne! 4. Anafartalar CaddesiSon olarak eski Ankara’mıza dönelim dedik ve Ulus’u ziyarete geldik. Çankaya’nın popülerleşmesiyle Ulus gözden düşmüştür belki ama Ankara’nın kalbi orada yatar. Her caddesi ayrı tarih koksa da bugün durağımız Anafartalar ve Denizciler caddesiydi. Ankara’nın her yerinden insanlar buradaki çarşılara gelir uygun fiyatlı ürünler için. İncik boncuk, gelinlik, kıyafet, mum, tencere çanak, yiyecek her türlü şey buradadır. Tabii her zaman da bir kalabalık ve kaos hakimdir. Buradaki binalar nostaljik olsa da bakımsızlıktan döküldükleri de olmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığının sinema genel müdürlüğü ve taa 50’li yıllardan kalma Boğaziçi Lokantası da bu iki caddenin kesişiminde bulunur. Uygun fiyata yiyecek alışverişi için Tarihi Ulus Hali de burada bulunur, tek seferde bütün ihtiyaçları alıp çıkabilirsiniz. Burada en beğendiğimiz yer Suluhan Çarşısı oldu ama. Diğer mağazaların yanında sıkışıp kalmış, ilk gelenin bulması zor olan ama kubbeleriyle ayırt edilebilen tarihi bir handır. İçine girince bir ferahlama gelir, çarşının kalanındaki itiş kakış burada yoktur. Tarihi dokusu çok güzel korunmuş, her türlü incik boncuk ve takının satıldığı iki katlı bir çarşıdır. Bir şey almadan bile gezmesi çok keyiflidir, renkli tesbihler, kolyeler insanın gözünü alır adeta. İçinde de gizli saklı kalmış bir kafe vardır, burada Türk kahvesi içerken Suluhanın güzelliğini takdir edebilirsiniz. Suluhan Çarşısından da çıktıktan sonra Ulus’un eski evlerinin arasından yürüyüp eski PTT binası, eski İş Bankası, eski Garanti binası gibi Ankara’da her şeyin ilkiyle karşılaşabilirsiniz. Meclis, Pul Müzesi, bankalar derken Opera Meydanına varıyoruz ve Ankara Kalesi bize uzaktan el sallıyor. Ulus’un kaosunu bir de Opera’da karşıdan karşıya geçerken ve otobüs peşinde koşarken deneyimlemiş oluyoruz. Ankara ruhsuz apartmanlar ve bozkırdan ibaret zannedenler ve nostalji meraklıları için güzel bir ziyaret noktası Ulus’tur. Her kesimden insanın uğrak noktası olması, tarihi dokusu ve turistik potansiyeliyle uluslararası etkiye sahiptir.
Yürüme Süresi: 20 dakika kadar. Şarkı: “Ankara’da Aşık Olmak” – Zuhal Olcay Denemelik: Suluhan çarşısında dibek kahvesi Kimin Favorisi?: Defne! |