70 Yıldır Derman Dağıtıyor: Derman Eczanesi
70 Yıldır Derman Dağıtıyor: Derman Eczanesi
Kerim Anıl Yılmaz / Blog: Eski Ankara’nın Kalbi / 16/06/2016
1946’da Gülhane Tıp akademisinin baş eczacısı Albay Nazmi Dermancı tarafından kurulan Derman Eczanesi Ankara’nın tarihi eczanelerinden biri… Derman Eczanesi, bugün Nazmi Dermancı’nın doksan yaşının üzerinde olan oğlu Eczacı Niyazi Dermancı tarafından işletiliyor.
Çevredeki esnaf ise insanlara derman bulduğu için Niyazi Bey’i çok seviyorlar ve 90 yaşında olmasına rağmen azmine hayranlar. Esnaf Derman Eczanesi’nin sadece Türkiye’ye değil dünyaya yararını olduğunu söylüyor. Derman Eczanesi’nin özel ilaçlarından kullanan bir müşteri ise kullandığı ilaçların yüzündeki güneş lekelerine çok büyük etkisi olduğunu söylüyor. Derman Eczanesi tüm insanlara derman olmaya devam ediyor.
İşte Niyazi Dermancı’nın hatıralarından satır başları…
“Eskiden eczanelere her bin kişiye bir eczane olması şartıyla ve her iki eczane arasında da 500 metre mesafe olması şartı ile ruhsat veriliyordu. Her eczacı eczane açamıyordu ve ruhsatlar çok kıymetliydi. Babam Derman Eczanesi’ni Ankara’nın 8. eczanesi olarak açmıştı…”
Önce tıp sonra eczacılık okudum, farkımız bu oldu
“Ben 1946 yılında Atatürk Lisesini bitirdim. Eczacılık okulu Türkiye çapında sadece 30 talebe alıyordu ve lise bitirme derecem kafi gelmediği için eczacılık yerine tıbbiyeye müracaat ettim. O zamanlar tıp fakültesi 200 kişi alıyordu ve girmek kolaydı…
“1953 yılında tıbbiyeyi bitirmemin ardından eczacılık fakültesinin 2. sınıfına beni otomatik olarak aldılar. 1956 yılında da eczacılık fakültesini bitirdim. Yani eczacılık diploması almak için tıbbiyeyi de okuttular bana…”
“Eskiden Ulus, Anafartalar, At pazarı, Kale, Koyunpazarı, buralar çok değerliydi… Esnaf, tüccar ve onlara alışverişe gelenlerden dolayı burası çok kalabalıktı… Burası bütün Ankara’nın toplandığı yerdi. Eczaneyi sabah çok erken açardık ve öğlen yemeği yemek kısmet olmazdı.”
“Samanpazarı’na eczaneyi açıktan sonra Ulus’taki eczanelerle rekabetin başladı. Konum açısından da dezavantaja sahiptik fakat o dönemlerde bulunamayan ilaçları bulmamızla ünlendik.”
“Ben tıp tahsili gördüğüm için burası da köylü muhiti olduğu için hastaneye gidemeyen kişiler hep bana gelirdi… Benden bilgi ve ilaç alırdı. 1946’dan beri benim burada çalışmamın ve önceden tıp okumamın değeri vardı.”
İlaç yapan ezcane bir biz kaldık
O zamanki ve bu zamanki eczacılığı kıyasladığımızda eski dönemde eczacılık tedarik ve ithalat açısından çok zordu. Gripin denen ilaç şu anda büfelerde satılırken o zamanlar tezgah altından satılıyordu ve ilaçlar sınırlı sayıda veriliyordu. 1950’lerde hazır ilaç çok azdı bütün formüller, pomatlar, solüsyonlar, haplar, şuruplar hepsi eczanede yapılırdı… Doktorlar reçete yazardı fakat ilaçlar eczanede yapılırdı… Bu sayede ben ilaç yapımını da babamdan çok güzel öğrendim. Bu böyle de devam etti ve sanıyorum ki Ankara’da benden başka böyle ilaç yapan ve böyle eski eczane de yok…”
İlaç fabrikası kurmak nasip olmadı ama üç lisanslı ilaç ürettim
“Biz eczacılıkta 70 yılı tamamladık. Torunlarım da var, eğer torunlarım da eczacı olursa, buraya 100. yıl diye yazacağız… Benim üreterek ruhsatını aldığım 7 tane ilaçtan 3 tane ilaç halen üretiliyor. Bunlardan biri ağrı kesici tablet olan Dermancı tablet, ikincisi mide için Baryum sülfat ve son olarak Niya Derme diye yüz lekesi çıkartan bir ilacım var… Ben bu ilaçlarımı eczanemin içindeki laboratuvarda yapıyorum…”
“Eskiden ilaç fabrikası kurmak istiyordum onun için de 30 dönüm yer almıştım İstanbul yolunda fakat kısmet olmadı… Sebebi ise ilaç imalatı için hammadde İstanbul’da olduğu için bunları İstanbul’dan temin etmek çok zordu, onu başaramadım.
“Fakat bugün mutluyum her gelen reçeteyi yapabiliyorum her gelen hastaya derman olabiliyorum sanıyorum ki beni bunun için seven çok oluyor.”
İşte duyduklarımız bu kadar.
Derman Eczanesi
Kale Mh., 06240 Altındağ/Ankara